zariyat suresi 49. ayet

gece gece yazmak istedim. fazla uzun olmayacaktır. konu tabii ki kuran'a gelince ben de gayri ihtiyari dinden çıkmanı sağlayan sebeplerden biraz bahseder misin falan dedim. i̇şte ışid'ten, ortadoğu'dan, hadislerden tamamen suni, zanni ve yüzeysel sebepler saydı başlarda. sonra tabii ki kuranda ki bazı hüküm ve çelişkili ayetlerinden bahsetti. ama kuran üzerine yazmaya başladığında 2. sıraya bu zariyat 49. ayeti yazdı. üzüldüm açıkçası. epey var ha bu ayeti delil gösteren zaten. sırf bu kadın da değil yani. gidip ateist, deist temeller üzerinde makaleler yazan ciddi internet sitelerinde bile söz konusu olabiliyor. ^^وَمِن كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ^^ ve min kulli şey’in halaknâ "zevceynî" leallekum tezekkerûn "her şeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz." (zariyat/49) bu ayeti canlılarla sınırlandırmak, bu ayete çelişki diye tek cinsiyetli canlıları, cinsiyetsiz canlıları, bakterileri, bitkileri falan göstermek ne bileyim oğlum gülsem mi üzülsem mi bilemiyorum. haa tabii diyanet işlerinin mealinde orada "zevceyni"yi görüp anında parantezi yapıştırmışlar "her şeyden erkekli dişili 2 çift yarattık" diye. benim bu ayette en başından beridir gördüğüm şey açık bir yaratılış sırrıdır ama bunu ketum, ön yargılı insanlara nasıl anlatabilir nasıl ikna edebilirim bilmiyorum valla. zevc/zevceyni eşi, çifti anlamında kullanılır eyvallah. ama sadece erkeklik dişilik kullanımında bir eşlik söz konusu değildir oğlum. bu öyle zorlama ya da istisnai bir durum da değil. kuran'dan daha eski bir arapça kitabın olmadığı söyleniyor orasını bilemem ama kuranda bu "zevc" kelimesinin cinsiyet eşliği dışında kullanıldığı onlarca ifade var. açıp bulunabilir bu ifadeler. ama buna bile gerek yok. arapça bilen her hangi birinden bu öğrenilebilir. her anlamda eşlikten bahseder bu zevc kelimesi. burada balıklama atlayıp anaa her canlıyı erkekli dişili yarattık diyor demek asıl zorlama olan lan. canlı bir de? canlılıktan bahsettiğini de nereden çıkartıyoruz olum? ayette açık bir şekilde hiç bir kelime israfı yapmadan "her şeyden çift çift yarattık" diyor. her şey?? şimdi bir de ayeti kırpmak yerine 3 ayet şeklinde alalım isterseniz. "göğe gelince, onu biz ellerimizle kurduk. hiç kuşkusuz biz, genişleticileriz." (<hiç kuşkusuz bizim her şeye gücümüz yeter/geniş kudret sahibiyiz>) "yeri de biz döşedik! ne güzel döşeyicileriz." "her şeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz." (zariyat/ 47-49) şu son cümle düşünüp anlayabilesiniz diye bir telkin var. biraz düşünelim. bir kere ayette kesinlikle canlıları çift çift yarattık ya da insanları çift çift yarattık gibi bir ibare yok. anlamı bu şekilde daraltmamız için hiç bir sebep yok. aksine ayet olabildiğince kapsayıcı yazılmış. her şeyi çift çift yarattık. şimdi ayetin öncesindeki 2 ayeti niye verdim biliyor musun? çünkü bu 3 ayet bütünüyle yaratılışı anlatıyor. önce bizim yani insanların algısında gök olan yerin zıddı semadan bahsediyor. göğü bütünüyle biz yarattık diyor. sonra arkasından yapıştırıyor gökleri biz yarattık ama yeri de biz yarattık ve döşedik düzenledik deniliyor. bu iki ayetle bütünüyle göklerde ve yerde ne varsa hepsinin allah'ın eseri yaratılışı olduğundan bahsediliyor. bu iki ayet varlığı bütünüyle kapsadıktan sonra bu saydıklarımı yani "her şeyi" çiftler halinde yarattık diyor. yani kapsayıcılık sadece ayetteki her şey kelimesiyle de sınırlı değil bu "her şey"den kasıtın ne olduğu da bildiriliyor ayetin öncesinde "göklerde ve yerde ne varsa her şey." ayrıca eski tefsirlerde de bu ayeti yorumlayanlar arasında cinsiyet ihtimali bildirildiği gibi bununla sınırlı kalmadığı ve her şeyin zıttıyla var olduğu iyilik-kötülük, gece-gündüz şeklinde izahlarla işin yin yang felsefesine değinen müfessirler ağırlıktadır. ama buna rağmen diyanet kurumundaki andavallar işi niye cinsiyete götürüyor anlayamıyorum. çok ahımı alıyor o elemanlar haberleri olsun. bu arada çok açık şekilde söylüyorum 21. yüzyıl ilmine birikimine sahip olan adamların hazırladığı diyanet meali ve tefsirlerini okuyacağınıza gidin 6. yy 11. yy birikimi ve algısıyla kuran yorumlayan adamların tefsirlerini okuyun. yemin ediyorum daha az tahribat yaratır. yanlış yorumlar yüklediklerinde en azından neden yanlış yorumlarda bulunduklarını anlarsınız. dönem koşullarının yetersizliğine bilimsel paradigmanın dönem içi yönlendirmesine falan yorar art niyet aramazsınız en azından. neyse biz konuya dönelim. ayet önce her şeyden kasıt olarak tüm mevcudatın olduğunu anlatıyor. yaratılışın özetini sunup bir sırrı ifşa ediyor her şey çifttir. şimdi işin manevi ve felsefi boyutunda bunu anlamak son derece mümkün. hiç bir kavram zıttı olmadan açıklanamaz. her şey zıttı ile vardır. i̇yilik ve kötülük bir madolyonun iki yüzüdür. aydınlık karanlıkla, karanlık aydınlıkla anlam kazanır varlık sahasını bu zıtlıkla işgal eder. (bkz: yin yang) doğu mistizmine çok fazla anlam yüklüyor, fazlaca önem veriyorum. müthiş şeyler var orada, ve benim keşfetmemi bekleyen daha nice deryalar vardır eminim. ama ibrahimi dinlerin bu dinlerden türediğini söylemek de kolaycılıktır. çin felsefesinde, bütünüyle doğu mistisizminde bu yin yang felsefesi çok büyük yer işgal ederken işin felsefesi de fazlaca işlenmiştir. ama kuran burada felsefesine değinmekten ziyade adeta yeri geldi söyleyeyim diyerekten nesnel bir olgu gibi bahseder. bir gerçekliği açığa çıkartır. her şey çift yaratılmıştır. buradan ahlaki ve felsefi bir öğreti çıkarmak şart değil. burada daha çok maddi bir gerçeklikten bahsediliyor. her şey bu evrende zıttıyla ayakta durur. şimdi ne evrenin tamamına ne de atomun tamamına vakıf değiliz aslında. ama bilimsel alanda ilerledikçe, her basamakta bu zıtlıklar ilkesi karşımıza çıkıyor istisnasız. atom altı parçacıkları yeterince keşfedememiş olsak da kuarklarıyla, leptonuyla, hadronuyla abidik gubidik parçacıklarıyla atom içerisinde bu atomu çok yüksek bir enerjiyle bir arada tutmayı sağlayan şey aslında atom içerisindeki zıtlıklar. aynı şekilde mikro evrende gördüğümüz bu zıtlıklar makro evrende de mevcuttur. yine tüm varlığa bütünüyle hakim olamadığımızdan kesin konuşmak mümkün olmasa da bu makro evrendeki zıtlıklar ilkesi de neredeyse kesin gibidir. tam olarak sistematiğini anlayamasak da zıtlıklarla varlığın var olduğunu düşünmek son derece bilimsel bir düşünce tarzıdır. (bkz: karanlık madde) o nedenle benim için bu 3 ayet son derece önemlidir. hiç bir şekilde ne insanlarla, ne de bütünüyle canlılar alemiyle sınırlandırılamaz. her şey çift çifttir. soyut kavramlarından insani kavramlarına, kuarklarından atomlarına, hücrelerinden organlarına, gezegenlerinden galaksilerine her şey! "tanrı; tüm varlığı, bozup parçalayıp ham madde halinde satranç takımına doldurduğunda siyah taşlarla beyaz taşlar eşit sayıda girecektir o kutuya." zaten bu evrenin başlangıcıyla ilgili teorilerde tamamen bu zıtlıklar ile açıklanır. henüz madde yokken her şey birbirinin zıttı ile dengededir. henüz bilinmeyen(!?) bir neden ile bu denge anlık olarak bozulur ve madde oluşur. ham madde bütünüyle + ve - kutuplardan oluşan devasa bir mıknatısın tüm hızıyla genişlemesiyle maddeyi ve evreni oluşturur. yin yang felsefesi de bu açıdan son derece tutarlıdır. kur-an'ı kerim de bu ayetinde bu açıdan bilimsel olarak son derece tutarlıdır ve gerçeklikten bahseder! "her şey; zıttıyla anlam kazanır!" i̇yi geceler sözlük. önemli not: yukarıda 3'lü olarak verdiğim ayetlerin ilki olan zariyat suresi 47. ayet hakkında fazlaca tartışma olduğu için 2 farklı meali de yazdım. kimsenin kafasını bulandırmak istemedim. o ayetle alakalı evrenin genişlediğinin yazdığı iddiası ve bunun olmadığına dair iddialar var. sırf o ayet üzerinden ayrıca bir entry girdim. kimsenin ön yargılarına dokunmamak adına iki çeviriyi de verdim ama düşüncem şu yöndedir. => (#1553398) edit: şunu okuyun >>> (#1880326)

Kur-an'daki en gizemli ayetlerden biridir benim için. Öyle tevriye dolu bir ayet ki okuyan, bilgisi ve birikimi doğrultusunda çok farklı yorumlar çıkarabiliyor. Önce ayeti verelim. "Ve min kulli şey'in halaknâ zevceynî leallekum tezekkerûn." [Zariyat/49-51] → Diyanet meali: "Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık." ▶ Zihin ve yorum yönlendirmesi olmasın diye buraya karşılaştırmalı meallerin bulunduğu linki koyuyorum. Dileyen bakabilir :) ◀ Zevc esasen ikili, çift, çeşit anlamlarına gelir ama diyanettekiler de dahil çoğu alim bunu cinsiyete indirgemiş ve erkekli/dişili ibaresini eklemiştir. Şimdi eski dönem müffessirlerinin bunu yapması gayet makul ama günümüzde dahi bu çevirinin türevlerini görmek beni ciddi anlamda sinirlendiriyor. Çünkü ateistlerin ekmeğine yağ sürülüyor bu dar bakış açısı. Her şeyin çift cinsiyetli olması günümüz biyoloji bilgisine aykırı. En basitinden bakterilerde eşey karakteri yoktur, ya da salyangozlar hermafrodit yani çift cinsiyetlidir. E tabii olarak ateistler de bu ayetleri alıp bilime ters diyerek argüman olarak önümüze koyacaktır. Ben de olsam ben de yapardım. Günümüz müffessirlerinin büyük bir kısmı bu çiftler ile yaratılma ibaresini "soğuk-sıcak/gece-gündüz" gibisinden çiftlikler anlamında kullanıyor. Makul. Çünkü biliyoruz ki klasik fizik dünyasında her şey zıddıyla mânâ kazanıyor. Söz gelimi, iyi olmasaydı kötü bilinmezdi, beyaz olmasaydı siyah, güzel olmasaydı çirkin bilinmezdi. Ama durmadan gelişen bilim dünyasında ortaya çıkan bilimsel gerçekler ışığında bir başka tefsir daha karşımıza çıkıyor. Paul Dirac adlı bilim insanının ortaya attığı ve deneylerle kısmen kanıtladığı anti madde kavramı. Bir diğer adıyla Parité görüşü. Peki anti madde nedir? Kısaca izah edecek olursam bir parçacıkla tamamen aynı özellikte olan fakat zıttı elektrik yüke sahip parçacığa, onun anti parçacığı denir. Kısa bir denklemle ilişkisini açıklayayım. Madde + Anti madde = Enerji Yani bu iki parçacık birbiriyle karşılaşırsa enerjiye dönüşür veya enerji ikiye ayrılarak kendini oluşturan madde ve anti maddeyi meydana getirir. Mesela elektronun karşıt parçacığı, onunla aynı özelliklere sahip olan ancak elektriksel olarak (+) durumda olan pozitrondur. Paul'un teorisinin felsefi ve evrenin başlangıcını açıklamaya çalışan kısmı ise şu: Yukarıda verdiğim denkleme göre madde ve anti madde birlikte olmamalıdır çünkü birlikte olsaydı şu an bulunduğumuz evrende kütle oluşmazdı. Big bang'in ilk zamanları belki de big bangten önce bunlar bir aradaydı ve birbirini yok edip enerjiye dönüştüğü için kütle meydana gelemiyordu. Daha sonra evren soğumaya başladı ve bu madde-anti madde simetrisi yahut eşitliği bozuldu. Gerçekleşen bu simetri bozulmasıyla karşılıklı enerjiye evriliş bitti ve yaratılış başladı. Bilimsel çalışmalarla uzaydan gelen kozmik ışımalarda antimaddeye rastlandı. Bu bilimsel keşif bu ayetin yorumunda da değişikliklere yol açıyor doğal olarak. Modern fizik donanımı olanlar "Acaba bu çift kelimesinden kasıt anti madde olabilir mi?" sorusuyla başbaşa kaldı. Ayette geçen "her şeyi" ibaresi, canlı varlıklara olan atfı bozduğu için cinsiyettense bu fikir daha akla uygun gelmeye başladı. Üstelik sadece bu ayet de değil. "Yerin bitirdiklerinden insanların kendilerinden ve 'henüz mahiyetini bilmedikleri' şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ı tesbih ve takdis ederim." [Yasin/36] Ayet gayet açık ve net. Özellikle Allah'ın, önemini henüz bilmediğimiz şeylerden çiftleri yarattığını belirtmesi olağanüstü. Yine bu açıklamayı veya görüşü okuyan ateistler direkt heybelerindeki o sarsılmaz soruyu çıkarıyor. "Peki bunlar kuran'da yazıyorsa neden müslümanlar bunları farkedip keşifleri ortaya çıkaramıyor? Anca ecnebiler bulduktan sonra laf yapıyorsunuz." gibisinden laflar işte bilirsin.. Yahu sen bu dediğinle o sıkı sıkı sarıldığın bilimin kümülatif özelliğini yok sayıyorsun zaten. Bilimsel gerçekler aşamalı olarak doğrulanır. Einstein anasının karnından çıkar çıkmaz "Aha hissediyom, rölativite var!" demedi. Newton hareket kanunlarını bulurken "Belki şurada küçük tatlı bir sürtünme kuvveti vardır, şuraya da biraz limit hız ekleyelim.." demedi. Birikimlerden yararlanıp üzerine kattılar, bunu inkar mı edeceksin? Kuran'da ise bu bilimsel gerçekler doğrudan verilir, aşamaları anlatılmaz. Güneş sistemi varsa ve Dünya yörüngede akıyorsa sana bu yörüngeden bahseder. O yörüngenin, güneş sisteminin, galaksilerin farkına varman için önce çok güçlü bir teleskoba ihtiyacın olduğundan; hatta bunun için de optik alanında gelişmen gerektiğinden bahsetmez. Bahsetseydi bilim kitabı olmaktan öteye gidemezdi ki zaten en başından beri Kuran'ın bilim kitabı olmadığını söylüyorum. Kuran sadece bilimsel açıdan düşünmeye teşvik edici işaretler verir, gerisini insanoğluna bırakır. Aşamaları, yöntemi verse zaten bize verdiği akıl, rasyonalist düşünme, yöntem uygulama yetisi neye yarayacaktı? Ayrıca Said Nursinin çok güzel bir sözü var. "Alem ihtiyarladıkça, Kuran gençleşiyor." Gerçekten öyle. Öyle bir kitap ki her devirde daha derin anlamlara ulaşılıyor. Konuya dönersek, peki evrenin başlangıcındaki onca anti madde nereye gitti? Başka bir evreni mi oluşturduğunu varsayarsak bu bize antievrenin varlığının kapısını mı açıyor? Neyse çok uzun oldu buraya antimaddenin kaşifi Paul Dirac'e ait bir cümle bırakıp gideyim. Hadi Allah'a emanet :)) "Tanrı, evreni muazzam bir matematikle yaratmıştır."